Yıldızlara yazılmış bir aşk...
Antik Yunan'da başlayan bir kan davası...
Tanrıların bile yok edemeyeceği bir lanet...
Helen Hamilton on altı yaşına dek farklı biri olduğunu herkesten gizlemişti. Gözlerden ırak küçük Nantucket Adası'nda bunu başarmak kolay bir iş değildi ve gün geçtikçe de zorlaşıyordu. Geceleri, çölde umutsuzca dolaştığını gördüğü kâbuslardan susuzluktan yanarak uyandığında, çarşafları kum ve tozla kirlenmiş buluyor, üç yaşlı kadının kanlı gözyaşları döktüğü halüsinasyonlar ise hiçbir yerde peşini bırakmıyordu.
Yolları ilk kez Lucas Delos'la kesiştiğinde, ne kaderin tüm tarih boyunca ısrarla tekrar ettiği büyük bir trajedide başrolü oynayacaklarından haberi vardı ne de bazı mitlerin sadece efsaneden ibaret olmadıklarından. Bundan sonra ne yapması gerektiğini ve kendisini Lucas'la bir araya getiren kaderi yıkmaya çalışan yarı tanrısal güçlerle nasıl baş edeceğini çok iyi biliyordu. Çünkü o tanrıların soyundandı ve bu dünyada yalnız değildi.
TANITIM
Yalnızca onun yok edebileceği bir LANET...
Onu entrikalardan koruyan bir SOY...
Savaşı tetikleyen karşı konulmaz bir ARZU...
Yeraltı dünyasına ayak basabilen tek ölümlü olan Helen Hamilton'ın omuzlarına zor bir görev yüklenmiştir. Ailesinin üstüne karabasan gibi çöken intikam lanetine son verebilmek için geceleri Hades'in karanlık dünyasında dolaşır durur. Gündüzleri ise yitirmekte olduğu akıl sağlığını korumaya çabalamaktan bitkin düşer. Mücadele etme gücünü ancak Lucas'ın desteğiyle bulur.
Helen kırılma noktasının eşiğindedir ama birdenbire ortaya çıkan esrarengiz bir Soy onun imdadına yetişir. Eğlenceli ve cesur bir kişiliğe sahip olan Orion, Helen'ı yeraltı dünyasının tehlikelerinden korur. Ama zaman hızla akıp giderken acımasız düşmanlar ölüm çığlıkları atmaktadırlar. Önlenmesi mümkün olmayan Antik Yunan dünyası ile fani dünya arasındaki savaş, Nantucket'ta güven içinde yaşayan Helen'ı büyük bir ikileme sürükler.
Her sayfası entrika, heyecan ve intikam hırsıyla bezeli büyüleyici bir aşk üçgenini dile getiren bu epik destanı bir solukta okuyacaksınız.
YORUMUM
Yunan mitolojisi ile ilgili güzel bir seriye kucak dolu bir merhaba! Kitaplar bana Alacakaranlık serisi + Düşüş serisini hatırlatsa da bu durum onları sevmeme engel olamadı.Yukarıda gördüğünüz şu iki kitabı iki günde bitirdim ve sonunu göreceğim diye yemedim,içmedim,uyumadım.Pişman mıyım? Hayır.
Konusu Yunan Mitolojisinde sık sık işlenen Truva Savaşı ile ilgili.Yani seri Helen ve Paris'in 21. yüzyıldaki versiyonları sayılır.
Aslında yazara şöyle bir bakınca neden bu konuyu seçtiğini anlıyorum.Kendisi acaba Helen'in soyundan mı geliyor?
Okuduğum mitoloji romanları arasında bu konunun işlendiğini hiç hatırlamıyorum bu yüzden bir nevi özgün konu bakımından benden bir artı puan aldı.Bir puanda Ağlayan Kadınlar olayı için veriyorum.Gerçekten ilginçti.
Şimdi tanıtım yazısını okuduysanız Helen,Lucas ve ailesinin tanrıların soyundan geldiğini görüyorsunuz.Tabi tam olarak tanrı değiller,yarı tanrılar ve kendilerine "Soy" diyorlar.Doğal olarak bu soyların hepsininde yetenekleri var ama ne yetenekler! Maşallah yazarımız bu konuda onları eksik bırakmamış ne yetenek varsa hepsine dağıtmış.
İlk kitabın sonlarını saymazsak çok sevdim,zevkle okudum.İkinci kitap ise beni sinir hastası etti! En sinir olduğum tarafı ise içine bir aşk üçgeni girmesiydi. 21. yy'dayız hala aşk üçgenleri var.Kimin kiminle olacağı en baştayken belliyken neden bunu yapıyorsunuz? :( Bir de bunun üzerine Helen'in yaptığı aptallıklar eklenince bende şalter haliyle koptu.
Ayrıca ne Lucas ne Orion, Helen Hector ile beraber olmalıydı diyerek tartışmayı yeni bir boyuta taşıyorum.
Yani seriyle aramda bir aşk nefret ilişkisi var.Son kitap biran önce çıksa da okusam ve bu davayı da kafamda bitirsem artık.Kitaplar şu anda D&R mağazalarında 5₺ satılıyor.Kaçırmadan gidip almanızı tavsiye ederim.
Şu satırdan itibarende ! SPOİLER ! kısmına geçiyorum.Kesinlikle seriyi okumadıysanız buradan sonrasını okumayın çünkü bütün can alıcı noktaları yazacağım,hevesiniz kaçabilir.
1- İlk kitabın sonlarına doğru Helen'in annesi Helen'e Lucas ile kuzen olduklarını bu yüzden beraber olamayacağını söylüyor.Bu bilgiyi okuduğumda kısacık bir şok anı yaşadığımı kabul ediyorum
Fakat sonradan bu numaranın aynısına Ölümcül Oyuncaklar serisinde kandığımı hatırladım.Zaten ikinci kitapta yanlış hatırlamıyorsam annesinin yalan söylediğini öğreniyoruz.Yazar için çok ucuz bir numara olmuş.
2- İkinci kitapta Hades'in Helen'e kahine bu laneti kaldırmakla ilgili düşüncelerini sor demesine rağmen (hem de iki kez söyledi) ısrarla sormaması.Ve buna benzer yaptığı aptalca hatalar.
3- Helen'in daha yeni tanıdığı Lucas ve Orion'a hayatını feda edebilecek kadar aşık olması.Hadi Lucas'ı anlarım ama Orion? Üstelik Orion'nun da aynı şekilde hissetmesi.
4- Jason ikinci kitapta gereksiz yere Helen'e fazla sinir oluyormuş gibi geldi. Okurken acaba sebebini mi kaçırdım ya da bana mı öyle geldi bilmiyorum.Bilen varsa lütfen söylesin.
Kitabı okurken de Helen ve Lucas olarak bu sevimli iki insanı hayal ettim ^_^
Uzun bir yazı olduğunun farkındayım. Eğer sonuna kadar okuduysanız teşekkür ederim ^_^
Sevgilerle,
Kitap Gezgini
Harika bir seriye benziyor. Daha önce duymamıştım. Paylaştığın için teşekkürler :)
YanıtlaSilNe demek :) Seriyi bir okuyucuya bile ulaştırdıysam ne mutlu bana ^_^
SilBu serinin son kitabını okudun mu
YanıtlaSilHayır daha okuma fırsatı bulamadım
Sil