Küller sersinin devamı olan "Gölgeler"i bir çırpıda okudum ve üçüncü kitabı için şimdiden sabırsızlanıyorum.Umarım bu seferde bir yıl beklemeyiz.Çünkü yazar sonunu öyle bir bitirmiş ki bende bir yıl daha bekleyecek ne sabır ne de kalp var :)
Bu kitapta işler iyice kızışıyor ve üçüncü kitapta okuyacağımız bir savaşın tohumları atılıyor.Sırf bunu düşünmek bile insanı meraktan öldürüyor.
Kitabın kapağında da yazdığı "Hayatta kalmak için ne kadar ileri gidersin?" sorusunun cevabını da kitapta etkileyici bir biçimde alıyorsunuz.
Küller'in ilgili hatırladığım son sahne Alex'in değişmişler (Gölgeler de artık onlara Chucky diyorlar)tarafından köşeye sıkıştırılıp hapı yuttuğunu düşünmemdi.Gölgeler de tam bu sahneden başlayarak devam ediyor.Bu yüzden önceki kitap nasıl bitmişti ne olmuştu gibi sorular sormanıza gerek kalmıyor.
Gölgeler ile ilgili olan en güzel kısım yazarın sadece Alex'e odaklanmayıp en az dört kişinin hikayesine de yer vermesiydi.Bunu yaparak hikayeyi daha ilginç ve zengin kılmıştı.Ve Küller'in aksine bu kitapta çok daha fazla zombi,kan ve vahşet vardı.Üstelik bu bölümleri de gayet ayrıntılı bir biçimde tasvir etmiş.470. sayfada Tom için bir üzüldüm bir üzüldüm anlatamam.O bölümü okuduktan sonra neden Ilsa neden diye bağırdığımı da itiraf ediyorum :)
Gölgeler'i ya da daha Küller'i okumadıysanız hemen alıp okuyun yani bu seri için tereddüte sakın düşmeyin.
Not:Hassas bir mideye sahipseniz bu seriyi okumayın!
İyi Okumalar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder