"Korkunç bir kazada anne ve babasını kaybeden on altı yaşındaki Ever Bloom, insanların auralarını görmeye, düşüncelerini duymaya ve sadece dokunarak tüm hayat hikayelerini anlamaya başlamıştı.
İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçan ve yeteneklerini bastırmaya çalışırken yoldan çıkan Ever'ın yeni lisesinde kaçık yaftası yemesi de uzun sürmeyecekti. Ancak çok geçmeden Damen Augustela tanışan Ever için yeniden mutluluk umudu doğdu. Damen yakışıklı, sıradışı ve çekici bir tipti. Dahası asil bir ailedendi. Ever'ı yiyip bitiren onlarca dert ve düşünceden genç kızı sıyırabilen tek kişi oydu. Öyle yoğun bir sihri vardı ki, adeta doğrudan Ever'ın ruhunu görüyordu. Ever sır ve gizemin çekici dünyasında derinlere indikçe, aradığı cevaplar yerine daha fazla soruyla karşılaştı. Damen'ın kim -ya da ne- olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Adı gibi bildiği tek şey ise ona sırılsıklam ve çaresizce aşık olduğuydu."
Serinin ilk kitabı olan "Sonsuz"un arka kapağında yazan yazı.Tabi işin içinde ölümsüzlük ve aşk olunca kitap hemen ilgimi çekti (Bir süre önce Migros'ta kitaplarda indirim vardı orada 5TL gibi ucuz bir fiyata satıyorlardı).Bende hazır bu kadar ucuza bulmuşum konuda güzel diyerek iki kitabını da aldım.
Kitapla ilgili yorumuma gelirsek...
Damen bir ölümsüz (bunu şimdi söylediğim için özür dilerim ama daha okumadan Damen'ın bir ölümsüz olduğunu anlardınız.) ve bu yüzden kırmızı kana benzeyen bir içecek içiyor ama kan değil.Hiçbir şey ona zarar veremiyor ve çok güçlü ve de hızlı.Üstelik yemekte yemiyor (daha doğrusu tercih etmiyor) ama vampir değil.Vampir olmaması ama neredeyse (ah az daha unutuyordum zihinde okuyabiliyor.) her özelliğinin vampire benzemesi biraz zorlama gibi olmuş sanki.
Kitapta başka serilere olan bazı benzerlikler dikkatimi çekti.Örneğin iki aşığımız Damen ve Ever (kızın adı da sonsuz yani tesadüfün bu kadarı :)) asla bir araya gelemiyorlar.Çünkü Ever bir şekilde ölüyor (nasıl öldüğü konusuna kitapta bir açıklık getiriliyor).Ama aradan bir süre geçtikten sonra tekrar doğuyor ve Damen onu tekrar bularak birbirlerine aşık oluyorlar ve tekrar kız bir şekilde ölüyor.Bu döngü yüzyıllar boyunca devam ediyor.Bakınız "Düşüş Serisi".
İkinci örneğime gelirsek.Ölümsüzlerin ve arada kalmışların gidebildiği bir yer var.Yaz Bahçesi.Kitapta orasını öbür dünyayla kendi dünyamızın arasında kalan başka bir boyut olarak söylüyorlar.Burada istedikleri her şeyi yapabiliyorlar.Bu yeride "Gemma Doyle Serisi"nde görebileceğiniz yere benziyor.
"Adı gibi bildiği tek şey ise ona sırılsıklam ve çaresizce aşık olduğuydu." bu sözünde Bella'nın Edward için söylediği sözlere çok benzemiyor mu?Birinci kitapla ilgili yorumum bu kadar.İkinci kitapla ilgili bir şey söylemek isterdim ama bu birinci kitapla ilgili çok fazla spoiler olması anlamına gelirdi.Sadece ikinci kitabın birinci kitaptan çok daha heyecanlı olduğunu söyleyebilirim.
Hayal kırıklığına uğradığım bir seri.Bir daha da okuyacağımı sanmıyorum.
İyi Okumalar!
Evet ikinci kitap birincisinden daha heyecanlı.Ancak bana kalırsa bu seri gayet güzel.Devamı için sabırsızlandığım serilerden biri.Zevkler tartışılmaz ama bu kitabın beni sürüklediğini rahatlıkla söyleyebilirim. :)
YanıtlaSilBeğendiysen ne mutlu sana :) Ve senin için dilerim ki seriyi daha hızlı çevirirlerde daha fazla beklemezsin :)
Silteşekkürler :) bu serinin devamı için sabırsızlanıyorum ve ne zaman çıkar bilmiyorum çok kötü ya :(
SilZaten biz hayranlar için en büyük sorun beklemek :)
Sil3. Kitabı var mı çıktı mı yada ne Zaman çıkıcak?
YanıtlaSilEvet 3. kitabı var.Aslında 6 kitaplık bir seri ama dilimize sadece ilk iki kitabı çevrildi.Devam kitapları şimdiye kadar çıkmadı ve aradan geçen zamanı düşünürsek çıkacağını da pek zannetmiyorum üzgünüm :(
Sil